Değerli okurlarımız…
27 Şubat 2015 tarihinde yazdığım; “Bu günleri hesap edemedi” başlıklı, Şalpazarı Belediye Başkanı Refik Kurukız’ın, geçen yıl düzenlenen Acısu Şenliği’nde mikrofon verdirmek istemediği Bakan Süleyman Soylu ile Dordmund’daki standı ziyaretinde hatıra fotoğrafı çektirdiğine dair haberimize gerek gazetemiz üzerinden gerekse sosyal paylaşım sitesi üzerinden çok sayıda yorum yapıldı. Bu yorumların bir kısmını okuyunca kendimi tanıyamadım !
Meslek hayatım boyunca hiç bir zaman yalan ve düzmece haber yazmadım. Her haberi Şalpazarı’nın menfeatlerini dikkate alarak yazdım. Meslek hayatım boyunca kimseden para istemedim, menfaat peşinde koşmadım. Şalpazarı’nın her noktasında emeğim var. Herkes kravatla ortalıkta boy gösterirken ömrümü Şalpazarı’na ve insanlarına hizmet ederek geçirdim. Siz bu Turgay İkinci’nin hakkını ödeyemezsiniz.
Bazılarının yorumlarda yazdığının tam aksine, kimseye yalakalık yapmadım. Sanıldığı ve iddia edildiği gibi birilerine yaranma gibi bir çaba içinde olmadım. Mesleğimi doğru bildiğim ve kendi inandığım şekilde sürdürdüm. Allah’tan başka kimseye kulluk etmedim. Bana verdikleri sözleri tutmayanlara da; “Siz bana şu sözleri vermiştiniz, neden tutmadınız” demedim. Sabrettim, Allah’a havale ettim.
Mesleğimi icra ederken şunu öğrendim: Biri bana bir şey yakıştırıyorsa, kendisi öyledir. Bazıları beni kendi gibi zannediyor olabilir. Hayır ben öyle sizin düşündüğünüz gibi biri değilim. Yalaka değilim, yalan haber yazan biri değilim, kimseye para karşılığı da hizmet etmiyorum.
Haber yazarken kimseye danışmam. Kimseden izin almam. Doğru bildiğimi yaparım. Yazdığımız bu haberden de kimsenin haberi yoktu. Hal böyleyken burada kendilerini sorgulamayıp, alkışlayacakları yerde; düşüncelerine ters olduğu için bize çamur atarak kabahatlerini örtbas etmeye çalışan çevrelere soruyorum:
Haberimiz yalan mı ? Hayır. Dosdoğru. Üstelik eksiği var fazlası yok ! Peki sıkıntı ne ? Doğru haberciliğimizden dolayı alkışlanmamız gerekmez mi ? Ha, niçin yazdınız diyorsanız, onu da anlatalım:
Öncelikle bu haberi, Acısu Hıdrellez Kültür ve Bahar Bayramı’na gölge düşürmemesi için yazmamıştım. Acısu Hıdrellez Kültür ve Bahar Bayramı bizzat benim önerimle başlatılan bir şenlikti. Şenliğe katılan ve geç geldi gibi komik bir bahaneyle konuşma yapması engellenmeye çalışılan dönemin AK Parti Teşkilat Başkanı ve Trabzon 1. Sıra Milletvekili Adayı Sayın Süleyman Soylu’nun olası bir AK Parti Hükümeti’nde önemli bir görev alacağını herkes biliyordu. Ama bunu bilmeyenler de vardı. MHP Milletvekili adaylarını Acısu’da adeta kırmızı halıyla ve çiçeklerle karşılayanlar, ayağımıza kadar gelen çok önemli bir başka siyasetçiyi akıllarınca görmezden geliyorlardı.
MHP’den 3 Milletvekili Adayı ve CHP’den 1 Milletvekili Adayı konuşmalarını yaptı. Çayan Hüseyin Aydın’ın sahnesi devam ederken AK Parti Teşkilat Başkanı ve Trabzon 1. Sıra Milletvekili Adayı Süleyman Soylu ve 5. Sıra Milletvekili Adayı Av. Salih Cora Acısu’ya geldi. Büyük bir kalabalık tarafından karşılanan Soylu ve Cora şenlik alanına gelip bir süre vatandaşlarla horon oynadılar, fotoğraf çektirdiler. Kısacası Çayan’ın sahnesinin bitmesini bekleyerek oyalandılar. Herkesin Sunucu Erol Yanık’ın Soylu’yu anons ederek sahneye davet etmesi beklenirken her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Hayır olmaz, erken gelseydi denildi. AK Partililerin itirazlarıyla mikrofonu Soylu’ya veren Sunucu Erol Yanık hışma uğrarken, kimi mikrofonun fişini çekme teşebbüsünde bulundu. Çok fazla ayrıntılara girmek istemiyorum. Şalpazarı adına utanç verici o manzarayı orada bulunan siyasetçiler, STK temsilcileri ve vatandaşlar yaşadı. Kısa bir konuşma yapabilen Süleyman Soylu ile bu ortamda konuşma yapamayan Av. Salih Cora şimdi TBMM’de. Süleyman Soylu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Av. Salih Cora ise aktif bir Milletvekili… MHP ise Trabzon’dan milletvekili kazanamadı.
Şalpazarı’nı yıllardır büyük bir özveriyle medyada tanıtan, “Ağasar” ın bir kültür markası haline gelmesinde önemli pay sahibi olduğumu yeniden anlatmaya gerek yok. Adı, Şalpazarı ile özdeşleşmiş biri olarak gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında kemençe sanatçıları ve türkücüler kadar olmasa da (!) en çok tanınanlardan biriyim. Üstelik Ankara’da Trabzon Günleri yapılmaya başlandığı ilk yıldan itibaren Şalpazarı’nın en iyi şekilde tanıtılması için ön hazırlıkları bizzat yaptım ve bir çok defalar da organizasyona katıldım. Ta ki, Refik Kurukız’ın belediye başkanlığına kadar.
Büyük vaatlerle iş başına gelen Refik Kurukız döneminde, İlçemizin daha etkin tanıtılması yerine, “Benim dediğim olsun” uygulaması başladı. Yılların tecrübesi ve birikimiyle şahsımı yok sayıp, Türkiye’nin her tarafındaki tanıtım organizasyonlarına katılan Refik Kurukız yönetimindeki Şalpazarı Belediyesi, İlçe adına hiç bir kazanım elde edemedi.
Son olarak 3 Şubat 2016 tarihinde Şalpazarı Belediye Meclisi Toplantısı’nı izlemeye gittim. Başkan Kurukız toplantıda Meclis Üyelerine, “Dordmund’da düzenlenecek Trabzon Tanıtım Günleri’ne hep birlikte katılalım” derken, yapılan oylamada herkes “Gidelim” diyerek elini kaldırıyordu. Başkan Kurukız yine; nezaketen de olsa, “Turgay bey bizimle siz de gelin” demiyor, Meclis Üyeleri ise akıllarına gelse bile, Başkan’ın keyfini bozmak istemiyordu. Sonuçta olan Şalpazarı’na oluyordu.
Başta Almanya olmak üzere yakın ülke ve şehirlerdeki hemşehrilerimizle kucaklaşmamız, hasret gidermemiz, onları Şalpazarı’nın dünü bugünü ve yarını hakkında bilgilendirmemiz, gurbetçilerimizi medya, siyaset, kültür, spor ve sanat dünyası ile olan bağlarımızdan faydalandırmamız mümkün olmadı. Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinden Dordmund’a katılmamızı bekleyenler hayal kırıklığı yaşadılar. Yurt içi ve uzak diyarlardaki okurlarımızın sık sık bu konudaki sorularına muhatap olduk. Şalpazarı’nda ise adım başı; “Siz Dordmund’a niye gitmediniz ? Sizi götürmediler mi?” gibi sorularda karşılaştım. Hatta, önceki akşam caddede yürürken bir bakkal dükkanından fırlayıp yanıma gelen Boyacı Lütfi Şekerci’nin şu sözleri ise Şalpazarı’nın geldiği son noktayı ifade ediyordu: Boyacı Lütfi diyor ki; “Turgay abi seni görünce şaşırdım. Adamlar Face’de resimler paylaşmışlar Almanya’dan. Oraya asıl senin gitmen gerekiyor. Bu nasıl iş?” Belli ki, Lütfi Şekerci kardeşimiz kadar bizim önemimizi kavrayamamış hiç biri.
Neyse ki, Dordmund’daki bir okurumuzun paylaştığı bir fotoğraf karesi bize tarihi bir olayı hatırlattı. Şalpazarı tarihinde ancak böyle bir olay bir kez yaşanabilirdi. İşte o günlerde Acısu Şenliği’ne gölge düşürmemesi için yayınlamadığımız bu hadiseyi bu fotoğrafla sizlere anımsatmak istedik hepsi bu. Fotoğrafta, Başkan Kurukız, Acısu’da mikrofonu verdirmek istemediği Bakan Soylu ile poz vermişti.
Bu haberimiz nedeniyle şahsımı tanımadan ve olayların iç yüzünü bilmeden beni eleştiren okurlarımıza asla kızmıyorum. Ama içlerinde öyleleri var ki, herkesin malumu bu kişiler asıl birine yalakalık yapmak uğruna bana çamur atıyor. Ama bilmiyor ki, Güneş balçıkla sıvanmaz !
Medyanın görevi, işlerin yolunda gitmesi için ilgililere zaman zaman uyarılarda bulunmaktır. Şayet biz bu konulara duyarsız kalırsak, her şeyi doğru yaptığını sanarak kendi kendini aldatan bir yönetim anlayışının sürüp gitmesine neden oluruz. Ama uyarılarımıza kulak asmayacaklarsa da, kendileri bilir. Biz doğru bildiğimiz yolda yürüyeceğiz.